23 Haziran 2009 Salı

Bu Duyguyu Yaşayanlara...

Bir önceki konuyla çok alakası olmasa da yeri gelmişken yıllar önce beğenip ajandama aldığım bi yazıyı paylaşmak istiyorum.İlk önce okuyup hoşuma giden bu yazı sonraları bu duyguyu bizzat yaşamamla anlam kazandı bende.Birebir yazılanları yaşamamış olmama rağmen hissettiğim çoğu şeyi barındırıyor olması mutlu etti beni.Ne gariptir birilerini bi parçan hissetmen ve sanki senden kopuyormuşçasına bir edaya kapılman..Yüreğimdekileri anlayabilene selam olsun..



Bir cuma akşamı dışarı çıkmak yerine sabahın 5'ine kadar okey oynuyorsanız bunun 5 temel nedeni vardır:
  • Hastasınız
  • Canınız sıkkın
  • Giyecek kıyafetiniz yok
  • Bir okey delisisiniz
  • Ya da yaşlanmaktan korkuyorsunuz.

Her ne kadar kabullenmek istemesek de hepimiz her doğum günümüzde birer yaş daha yaşlanıyoruz.Ruhumuzu en sevdiğimiz yaşta tutmak için her ne kadar çabalasak da zaman devamlı akıp geçiyor,sadece bizler değil etrafımızdakilerde bizimle birlikte değişiyorlar.İlerleyen yaşla birlikte sevdiğimiz içki,hoşlandığımız eğlence türü,giyim zevkimiz,hatta birlikte olmak istediğimiz insanda aradığımız özellikler bile değişiyor.Ama bizler bunun farkına ancak çok önemli bi dönüm noktasıyla karşılaştığımızda varıyoruz.Ya bi bakıyoruz çocukluğumuzun geçtiği evin yerine yedi katlı bi apartman dikilmiş, ya babamızın saçları bi gecede grileşmiş ya da en iyi arkadaşlarımızdan bi tanesinin düğün davetiyesi posta kutusuna yerleşmiş.

Ve işte ilk o zaman bazı şeylerin eskisi gibi olmadığını ve olmayacağını kavrıyorsun.Bir zamanlar bayram şekeri yediğiniz,günlüğünü çalıp gizlice tuvalette okuduğunuz,birlikte karıncaları boğulmaktan kurtardığınız dostunuzun davetiyesini okurken gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz..Bir an neden gözyaşlarınıza hakim olamadığınızı düşünüp şaşırıyorsunuz.Bunlar sizin değişen ama değişmesini hiç istemediğiniz hayatınız için dökülüyor.Hep o aynı şekerleri yiyerek gülüşn kızlar olacağınızı hayal ediyorsunuz.Öyle düşünürken gerçekleri adresinize gönderilen bi kağıt parçasından öğrenmek ağırınıza gidiyor.İlk kendinizi nedenini bilmediğiniz halde ihanete uğramış hissediyorsunuz.Size ihanet edenin adı:HAYAT...

Sizi önce dostunuza alıştırdı şimdi de onu sizden koparıyor.Bu belki de hayat denilen oyunun kuralı.Ama oyunun sonunda okeydeki gibi kazanılsa da kaybedilse de iyi vakit geçirileceği kesin değil.

Evet benim eski bi dostum,kader arkadaşım dün nişanlandı.Bir keresinde onunla çok kalabalık bi düğüne katılmıştık.Gelini kısmen,damadı ise şahsen hiç tanımamamıza rağmen o,nikah anında hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.Birkaç dakika içinde tüm bakışlar onun,dolayısıyla da onu telkin etmeye çalışan benim üzerimde toplanmıştı.Bu duygusal sahneye hemne son vermemiz gerektiğinden "lütfen ağlama yoksa damada aşık olduğunu sanacaklar" diye onu korkutmuştum.O gün orada gelinin evet diye haykırdığında ağlaması bana çok tuhaf gelmişti.Ama bugün çıkmayan makyajı nerde yaptırabilirim diye kapı kapı dolaştım.

Eğer sizin de birgün kapınız çalar,elinize arkadaşınızın şık bir davetiyesi tutuşturulursa hiç panik yapmayın.Sakince içeri girin,derin bir nefes çekin,anılarınızı gözünüzün önünde canlandırın ve zihninizdeki sahnelere gülümseyin.Sonra bir pergeli gözünüzün önüne getirin.Kndinizi pergelin sabit bacağı,dostunuzu da diğer bacağı olarak hayal edin.Diğer bacak sizden uzaklaştığı zaman,eğilip kulak kabartın ardından ve döndüğünde yeniden dikleşin,TIPKI ESKİ GÜNLERDEKİ GİBİ...

HAZIRLIKSIZ YAKALANMAMA RAĞMEN BENİ ÇOOK MUTLU EDEN HABER:)

İnsan hayatı öyle ki kendin yaşarken kendi hayatını,senin dışındaki hayatlarda neler olup bitiveriyor.Çoğundan haberimiz dahi olmuyor.Ama hayatında var olduğumuzu bildiklerimizden haber alıyoruz.Bu bazen çok uzaklardan gelen bir ses ya da çok yakınında olan bir nefes tarafından beklenmedik bir anda ortaya çıkıyor.Tabi şimdi bu garip cümleler de nesi???Çünkü ben bi dostumun çok uzaktan ses vermesiyle onun hayatında olan değişikliğin(yeni öğrendiğim) şokunu yaşamaktayım .Evet ben çok kısa bir zaman önce hayatımda çok değerli bir yeri olan,benim için çok özel olan bi insandan hayatına dair güzeel bir haber aldım..Olayı başlangıcıyla ve ilerleyiş şekliyle anlatmasıyla birlikte başlayan şaşkınlık halim "evet ben evlenmeye karar verdim demesiyle" benim sessiz kalışım ve bunlar gerçek mi diye düşünmemle son buldu.Belki çoğu insan için garip bi durum değil ama biraz önce de bahsettiğim şey bu;aslında olmasını istediğim ama beklemediğim anda beklemediğim insandan aldığım bi haberdi..Dinledikçe yaşadıklarını daha da mutlu oldum.Sevindim de onun adına.Burda paylaşmama sebep olan da içimde yaşadığım sevinç,mutluluk,heyecan ve biraz da burukluk hali.Nedendir bilmiyorum ama kız tarafı olmak her zaman hüzünlendirmiştir beni.
Kısacası demem o ki beni bu haberinle şaşırtan bi o kadar da mutlu eden nadide insan,HAYAT ÖĞRETMENİM..Dilerim ki hep mutlu olasın,hayat arkadaşınla bi ömür boyu hemde..

15 Haziran 2009 Pazartesi

BAŞLANGICIM...

Sayfamıza ilk o gün yaşadığımız şeyi kısaca yazarak ilk paylaşımımızı yapmıştık aslında.Ve öylece bıraktık.Belki zaman bulamadığımızı düşündük,belki de bi başlangıca hazır değildik.Ama artık kararımı aldım ve başlıyorum.
İlk ne yazacağımı ne paylaşacağımı bilmiyorum aslında.Bi dostumun önerisiyle onun blog sayfasını takip etmeye başladım.Hemen hemen her gün bakıyorum ne yapıyor,neyle meşgul oluyor,hayatında ne var ne yok bi kısmını ordan takip ediyorum.Baktım ki güzel birşey paylaşmak adına blog oluşturmak.Ben de yapsam fena olmayacak diye düşündüm.Ve bende ilk yazımı yazmaya başladım.kendi halimde yazmak istediklerimi burda yayınlayacağım.
İstiyorum ki burdan paylaşmak istediklerimi paylaşmak istediklerimle paylaşabileyim.Gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum.Kendime bu yolda iyi yolculuklar diliyorum..
Bu arada birlikte açtığımız bu sayfada bana yardımcı olacak eşime de kocaman sevgiler..