Başladığımdan bu yana hiç bitmesin diyerek kısa kısa okudum daha çok düşündüm.Ama sonunda yine bitti.Nasıl anlatılır bilemedim ama ben çok sevdim bu kitabı,çok şey buldum içinde(ELİF ŞAFAK-AŞK) VE ŞEMSİN KIRK KURALI...
BİRİNCİ KURAL:Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız,kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak,utanılacak bir varlık geliyorsa aklına,demekki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla.Yok eğer,Tanrı dendimi evvela aşk,merhamet ve şefkat anlıyorsan,sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
İKİNCİ KURAL:Hak yolunda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil.Kılavuzun daima yüreğin olsun,omzun üstündeki kafan değil.Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil!!!
ÜÇÜNCÜ KURAL:Kuran dört seviyede okunabilir.İlk seviye zahiri manadır.Sonraki batini mana.Üçüncü batininin batinisidir.Dördüncü seviye o kadar derindirki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.
DÖDÜNCÜ KURAL:Kainattaki her zerrede Allah'ın sıfatlarını bulabilirsin,çünkü O camide ,mescitte,kilisede,havada değil,her an her yerdedir.Allah'ı görüp yaşayan olmadığı gibi,O'nu görüp ölen de yoktur.Kim O'nu bulursa,sonsuza dek O'nda kalır.
BEŞİNCİ KURAL:Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır.Akıl temkinlidir.Korka korka atar adımlarını."Aman sakın kendini" diye tembihler.Halbuki aşk öyle mi?Onun tek dediği:"Bırak kendini,ko gitsin"
Akıl kolay yıkılmaz.Aşkise kendini yıpratır,harap düşer.Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur.Ne varsa harap bir kalpte vardır.
ALTINCI KURAL:Şu dünyadaki çatuşma,önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır.Sen sen ol,kelimelere fazla takılma.Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir.Aşık dülsiz olur.
YEDİNCİ KURAL:Şu dünyada tek başına inzivada kalarak,sadece kendi sesinin yankısını duyarak,hakikati keşfedemezsin.Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.
SEKİZİNCİ KURAL:Başına ne gelirse gelsin,karamsarlığa kapılma.Bütün kapılar kapansa bile,sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar.Sen şu anda göremesende,dar geçitler arasında nice cennet bahçeleri var.Şükret!İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.Sufi,dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
DOKUZUNCU KURAL:Sabretmek öyle durup beklemek değil,ileri görüşlü olmak demektir.Sabır nedir?Dikene bakıp gülü,geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.Allah aşıklrı sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer,hazmeder.Ve bilirler ki,gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
ONUNCU KURAL:Ne yöne gidersen git,-Doğu,Batı,Kuzey ya da Güney-çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün.Kendi içine yolculuk eden kişi,sonunda arzı dolaşır.
ON BİRİNCİ KURAL:Ebe bilirki sancı çekilmeden doğum olmaz.Senden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara,acılara hazır olman gerekir.
ON İKİNCİ KURAL:Aşk bir seferdir.Bu sefere çıkan her yolcu,istese de istemese de tepeden tırnağa değişir.Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
ON ÜÇÜNCÜ KURAL:Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hoca,hacı,şeyh,şıh var.Hakiki mürşid seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri görmeye yönlendirir.Tutup da ona hayran olmaya değil.
ON DÖRDÜNCÜ KURAL:Hakk'ın karşna çıkardığı değişimlere direnmek yerine,teslim ol.Bırak hayat sana rağmen değil, seninle birlikte aksın."Düzenim bozulur,hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme.Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
ON BEŞİNCİ KURAL:Allah,içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldur.Tek tek herbirimiz tamamlanmamış bir sanat eseriyiz.Yaşadığımız her hadise,atlattığımız her badire eksiklerimiz gidermemiz için tasarlanmıştır.Rab,noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır;çünkü beşeriyet denen eser,kusrsuzluğu hedefler.
ON ALTINCI KURAL:Kusursuzdur ya Allah,O'nu sevmek kolaydır.Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.Unutma ki kişi birşeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.Demekki hakikaten kucaklamadan ötekini,Yaradan'dan ötürü yaratılanı sevmeden,ne layıkıyla bilebilir ne layıkıyla sevebilirsin.
ON YEDİNCİ KURAL:Esas kirlilik,dışta değil içte,kisvede değil kalpte olur.Onun dışındaki her leke ne kada kötü görünürse görünsün,yıkandı mı temizlenir,suyla arınır.Yıkanmakla çıkmayan tek pislik kalplaerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
ON SEKİZİNCİ KURAL:Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içine gizlenmiştir.Şeytan,dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil,bizzat içimizde bir sestir.Şeytanı kendinde ara;dışında,başkalarında değil.Ve unutmaki nefsini bilen Rabbini bilir.Başkalarıyla değil,sadece kendiyle uğraşan insan,sonunda mükafat olarak Yaradan'ı tanır.
ONDOKUZUNCU KURAL:Başkalarından ilgi,saygı ya da sevgi bekliyorsan,önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir.Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı,sevin.Yakında gül yollayacak demektir.
YİRMİNCİ KURAL:Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
YİRMİ BİRİNCİ KURAL:Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık.Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı.Farklılıklara saygı göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak,Hakk'ın mukaddes nizamına saygısızlık demektir.
YİRMİ İKİNCİ KURAL:Hakiki Allah Aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.Ama bekri aynı naazgaha girdi mi orası ona meyhane olur.Şuhayatta ne yaparsak yapalım,niyetimizdir farkı yaratan,suret ile yaftalar değil.
YİRMİ ÜÇÜNCÜ KURAL:Yaşadığımız hayat elimize tutuştutrulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alırki ağlar,perişan olur onun için.Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı,kırar ve atar.Ya aşırı kıymet verir;ya kıymet bilmeyiz.
YİRMİ DÖRDÜNCÜ KURAL:Madem ki insan eşref-i mahlukattır,yani varlıkların en şereflis,attığı her adımda Allah'ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak buna yakışır soylulukta hareket etmelidir.
YİRMİ BEŞİNCİ KURAL:Cenneti ve cehennemi illaki gelecekte arama.İkisi de şu an burada mevcut.Ne zaman birini çıkarsız,hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi baarsak,cennetteyiz aslında.Ne vakit biriyle kavgaya tutuşsak;nefrete,hasede ve kin bulaşsak,tepetaklak cehenneme dönüşüveririz.
YİRMİ ALTINCI KURAL:Kainat yekvücut,tek varlıktr.Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağldır.Sakın kimsenin ahını alma;bir başkasının,hele hele senden zayıf olanın canını yakma.Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kaderi,tüm insanlığı mutsuz edebilir.Ve bir kişinin saadeti,herkesin yüzünü güldürebilir.
YİRMİ YEDİNCİ KURAL:Şu dünya bir dağ gibidir,ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa,hayırlı laf yankılanır.Şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur,sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et.Kırk günün sonunda göreceksinki herşey değişmiş olacak.Senin gönlün değişirse hayat değişir.
YİRMİ SEKİZİNCİ KURAL:Geçmiş,zihnimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret.Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi.Ne geleceğimizi bilebilir,ne geçmişimizi değiştirebiliriz.
YİRMİ DOKUZUNCU KURAL:Kader,hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir.Bu sebepten "ne yapalım kaderimiz böyle"deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir.Kader yolun tamamı değil,sadece yol ayrımlarını verir.Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.Öyleyse ne hayatının hakimisin ne de haya karşısında çaresizsin.
OTUZUNCU KURAL:Sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa,dedikodusu yapılsa,hatta iftiraya uğrasa bile,o ağzını açıp da kimse hakkında kötü laf etmez.
OTUZ BİRİNCİ KURAL:Hakk'a yakınlaşabilmek için kadife bir kalbe sahip olmalı.Her insan şu veye bu şekilde yumuşamayı öğrenir.Kimi bir kaza geçirir,kimi ölümcül bir hastalık,kimi ayrılık acısı çeker,kimi maddi kayıp..Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.Ama kimimiz bundaki hiketi anlar ve yumuşar;kimimiz ise ne yazıkki daha da sertleşerek çıkar.
OTUZ İKİNCİ KURAL:Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki,Tanrı'ya saf bir aşkla bağlanabilesin.Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak için kullanma.Bilhassa putlardan uzak dur.Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma!İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama..
OTUZ ÜÇÜNCÜ KURAL:Bu dünyada herkes birşeyler olmaya çalışırken,sen hiç ol.Menzilin yokluk olsun.İnsanın çöplükten farkı olmamalı.Nasılki çömleği tutan dışındaki biçim değil,içindeki boşluk ise,insanı ayakta tutan da benlik zannı değil,hiçlik bilincidir.
OTUZ DÖRDÜNCÜ KURAL:Hakk'a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir.Tam tersine böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir.Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır;emin bir beldede yaşar.
OTUZ BEŞİNCİ KURAL:Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz.Mümin içindeki münkirle tanışmalı.Tanrıya inanmayan kişi ise içindeki inananla.İnsan-ı Kabil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi.Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır
OTUZ ALTINCI KURAL:Hileden,desiseden endişe etme.Eğer birileri sna tuzak kuruyor,zarar vermek istiyorsa,Tanrı da onlara tuzak kuruyordur.Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer.Bu sistem karşılıklar esasına göre işler.Ne bir katre hayır karşılıksız kalır,ne bi katre şer..
O'nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdmaz.Sen sadece buna inan!
OTUZ YEDİNCİ KURAL:Tanrı kılı kırk yararak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır.O kadar dakiktir ki sayesinde herşey tam zamanında olur.Ne bir saniye erken,ne bir saniye geç.Her insan için bir aşık olma zamanı vardır,bir de ölmek zamanı.
OTUZ SEKİZİNCİ KURAL:"Yaşadığım hayatı değiştirmeye,kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?" diye sormak için hiçbir zaman geç değil.Kaç yaşında olursak olalım,başımızdan ne geçmiş olursa olsun,tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa yazık.Her an her nefest yenilenmeli.Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli..
OTUZ DOKUZUNCU KURAL:Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır.Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar.Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır.Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz,herşey yerli yerinde kalır,merkezinde...Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olamaz.
KIRKINCI KURAL:Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi,yoksa dünyevi,semavi ya da cismani mi diye sorma!Ayrımlar ayrımları doğurur.AŞK'ın ise hiçbir sıfata ya da tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.Ya tam ortasındasındır merkezinde,ya da dışındasındır hasretinde..
30 Nisan 2010 Cuma
27 Nisan 2010 Salı
VÜCUT RİTMİNE GÖRE EYLEM SAATLERİ
Vücudumuzun hangi saatte neyi yapmaya daha elverişli olduğuna dair bi haberokudum ve paylaşmak istedim.Biraz garip geldi bana.Aslında garip derken bildiklerimden farklı olduğunu gördüm diyeyim.Ben elimden geldiğince uygulayacak ve dikkat edeceğim..
07:00 Kortizon salgılamasıyla vücut uyanır.Ancak vücut hala zayıftır,bu nedenle spor yapmaktan kaının.
08:00 Seks için en iyi zamandır,çünkü bezler fazla miktarda hormon salgılarlar.
09:00 Organizma şimdi faaliyete hazır.İnsan yaratıcı ve dinamik olur.
11:00 Vücudunuz tam formundadır.
13:00 Vücut formdan bir hayli düşmüştür.Verimlilik gün ortalamasının yüz 20 altındadır.
15:00 Enerjimiz geri gelmiştir,belleğimiz tam formundadır.Ama bu enerji sabahhkinden azdır.
16:00 Spor için en uygun saat.Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır.
17:00 Organların faaliyeti üst düzeydedir.Böbrekler çok çalışır.
19:00 Tansiyon ve nabız tembelleşir.Tansiyon düşürücü ilaçlar tehlikeli olabilir.
21:00 Sindirim organlarının günlük görevi sona ermiştir.Yenen herşey midede hazmedilmeden kalır.
23:00 Tam dinlenme saatidir.Metabolizmanın faaliyeti giderek azalır.
01:00 Verimliliğimiz en alt düzeyde.Bu saatte çalışanlar hata yapar.Dikkat son derce dağınıktır.
03:00 Bedensel ve ruhsal olarak karanlık bir safhadır.B u saatte intihar edenlerin sayısı fazlalaşır.
05:00 Hormon salgılaması giderek yükselir,kaybolan enerji geri gelir.Vücut yeni bir gün için hazırlanır..
07:00 Kortizon salgılamasıyla vücut uyanır.Ancak vücut hala zayıftır,bu nedenle spor yapmaktan kaının.
08:00 Seks için en iyi zamandır,çünkü bezler fazla miktarda hormon salgılarlar.
09:00 Organizma şimdi faaliyete hazır.İnsan yaratıcı ve dinamik olur.
11:00 Vücudunuz tam formundadır.
13:00 Vücut formdan bir hayli düşmüştür.Verimlilik gün ortalamasının yüz 20 altındadır.
15:00 Enerjimiz geri gelmiştir,belleğimiz tam formundadır.Ama bu enerji sabahhkinden azdır.
16:00 Spor için en uygun saat.Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır.
17:00 Organların faaliyeti üst düzeydedir.Böbrekler çok çalışır.
19:00 Tansiyon ve nabız tembelleşir.Tansiyon düşürücü ilaçlar tehlikeli olabilir.
21:00 Sindirim organlarının günlük görevi sona ermiştir.Yenen herşey midede hazmedilmeden kalır.
23:00 Tam dinlenme saatidir.Metabolizmanın faaliyeti giderek azalır.
01:00 Verimliliğimiz en alt düzeyde.Bu saatte çalışanlar hata yapar.Dikkat son derce dağınıktır.
03:00 Bedensel ve ruhsal olarak karanlık bir safhadır.B u saatte intihar edenlerin sayısı fazlalaşır.
05:00 Hormon salgılaması giderek yükselir,kaybolan enerji geri gelir.Vücut yeni bir gün için hazırlanır..
23 Nisan 2010 Cuma
YGS VE BİTLİS..
Ne kadar garip öss sınav düzenlemesiyle ilgili yeni birşey öğrendim.Sınav merkezini seçtiğini şehirlerde öğrenci sayısı fazlaysa sizi öss sınav yönetmeliği 7. madde uyarınca herhangi bi şehire atıyormuş.Ve bende Hakkari ve Vandaki sınav merkezlerinde yer bulamayan öğrencilerden biriyim.Benim sınav merkezim ise Bitlis...Önce çok sinirlenmiştim nasıl olabilir böyle bişey diye.Sonra bi kaç arkadaşla konuşunca öğrendim ki İzmir,Malatya..ve hatta KIBRIS'a sınav yeri çıkanlar olmuş.Bunları da öğrenince sadece güldüm.Hani zaten kolay bizler için yaşam iyice kolaylaştırıyorlar işlerimizi..Neyse çok uzatmayalım.Hakkaride başlayan yolcuğumuz akşam olduğu için tatvanda son buldu.Eşimle akşam yürüyüşe çıktık tüm yorgunluğa rağmen.Ama haikaten şehir havasını bulduk tatvan'da.Akşam yürüyebiliyorsun,tüm bankaları bulabiliyorsun,en önemlisi alışveriş merkezi bulabiliyorsun.çoğu kapanıyor olan dükanlara inat her katını gezmek bile değişik geldi.ÇOOK ÖZLEDİK SENİ ANKARA....
Sınavdan çıkınca otobüs saatine kadar olan 2 saatlik vaktimizi Bitlisi gezerek değerlendirelim dedik.O kadar karmaşık bi şehirki..Beş minare dışında pek de bişey yok zaten.Birbirlerine çok uzak olması sebebiyle kaleye çıkıp oradan hepsini görebileceğimizi söylediler.Biz de kaleden hem şehrin genel görünümünü ve BİTLİSTE BEŞ MİNARE'Yİ gördük.
Beş minarenin özelliği ve adına yazılan türkünün sebebi rivayete göre şöyle:Rus işgali sırasında Bitlis, bir harabe şehir görüntüsü alır. Düşmanın çekilmesinden sonra savaş esnasında Bitlis'ten kaçan bir baba ve oğul, Bitlis'e dönmek üzere yola çıkarak şehre hakim konumdaki Dideban Dağı eteğine varırlar. Baba, şehirde canlı kalıp kalmadığını öğrenmek için oğlunu şehre gönderir. Bir süre sonra oğul geri döner ve uzaktan babasına şöyle seslenir:"Şehirde yaşama dair hiçbir iz yok; sadece beş tane minare ayakta kalmış."Bunu duyan baba yıkılır, diz çöker ve şöyle bir ağıt yakarak oğlunu yanına çağırır.
Bitlistebeş minare, beri gel oğlan beri gel.
Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)