29 Ağustos 2010 Pazar

KAYBOLAN İNSANLIĞA..

Bir limanım sanki bu aralar..ya da herhangi bi suyun kenarından zamanın içinde unutulup gitmiş kıyıda birikmiş taşlardanım..hırçın sular uğruyor sadece.Suratıma hızlıca çarpıp geri dönüyorlar.her yanım irili ufaklı taş dolu.bakıyorsun kalıbına bi işe yarayacak sanıyorsun,yok kalıbının adamı değil.ya da minnacık senden uzakta evet diyorsun bundan bi iş çıkar yok o da kendi haline düşmüş.Hayır diyor insan böyle olmamalı,birileri olmalı..Riyasız,çıkarsız,ne olduğunu bilen,insan gibi davranabilen,çıkarsız sevebilen,dost olabilen...böyle insanlarda hala var olmalı diyorsun.Sadece demekle kalıyorsun.Zamanla koşullar hayatlar insanlar değişiyor.Arıyorsan eğer böyle birilerini ve sen de deniz kıyısında kalanlardansan o aradıkların denizin içindeler..o kadar azlar ki kaybolup gitmiş bi çoğu hayatın içinde denizin içinde.limanları sen değilsin bilmediklerinden..sanırım yapacağın tek şey hırçın su dalgalarıyla mutlu mesut yaşamak.tabi elindekilerinin kıymetini bilerek..

27 Ağustos 2010 Cuma

Kamu Personeli Seçme Sınavı

KPSS..Şu sıra akıbeti belli olmayan bi sınav.lisans düzeyindeki sınavda yaşananlardan sonra düşünüyorum acaba önlisans düzyindeki sınavda neler olacak.Hani yıllardır 85 ve üzeri puan alıp yerleşemezken sağdan soldan duyduğumuz 50-60 puanla yerleşen insanların varlığı hep bi soru işareti bırakmıştı kafamda??!!..

Sıcaklarla birlikte sınava hazırlanmak zaten zor iken yaşanan bu kopya skandalı daha da soğuttu sınavdan beni ve tabi ders çalışmaktan..Zorlu bi sınava benziyor şu durumda,yarışacağımız çok insan var..Şimdiden başarılar diliyorum kendime..

24 Ağustos 2010 Salı

AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM..

Evde olup bizzat üniversiteye gidemeyen (çeşitli nedenlerden dolayı) insanlara eğitim almakta olduğum okul hakkında bilgi vermek istiyorum..Evli olanlar için bulunmayacak fırsat..Evet evden üniversite okumak isteyenler için UZAKTAN EĞİTİM SİSTEMİ..Yaklaşık iki yıl önce bi arkadaşımız aracılığıyla tam da ben öss ye girip bulunduğumuz şehri değiştirmek zorunda kaldığımda,hakkari gibi üniversite olmayan ya da okunamayacak bir yere tayinimiz çıktığında benim için kaçınılmaz fırsat oldu.Aklıma gelen yönleriyle tanıtmak istiyorum okulumu..Belki birilerine bir yol gösterir bir faydası dokunur..



AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ:Kazakistanda örgün eğitim veren bir üniversitedir.Türkiye'den giden öğrencilere ücretsiz eğitim hakkı tanımaktadır.Fakat Türkiye eğitim almak isteyen adaylar uzaktan eğitim aracılığıyla belli bir ücret karşılığı eğitim alabilmektedir..



AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİNDE UZAKTAN EĞİTİM ALINABİLEN BÖLÜMLER:

önlisans programı-->bilgisayar programcılığı

lisans programları-->endüstri mühendisliği

bilgisayar mühendisliği

yönetim bilişim sistemleri

yükseklisans programları-->bilgisayar mühendisliği

yönetim bilişim sistemleri

yönetim ve organizasyon

eğitim yönetimi ve denetimi

yerel yönetimler

sağlık kurumları işletmeciliği

işletme



YILLIK ÖDENEN ÜCRET NEDİR:yıllara göre farklılık göstermekle birilikte kayıt olduğunuz yıl ödenen miktar okuldan mezun olana kadar aynı kalıyor gelen zamlardan etkilenmiyorsunuz.

bu yıl belirlenen miktar önlisans:1.215

lisans:1620

yükseklisans:2.106 olarak belirlenmiştir.

KAYIT OLMAK İÇİN NELER YAPMAK GEREKLİ:lys sonucu ile okula yerleşmiş olmanız gerekmektedir..



DENKLİK DURUMU:yök tarafından denkliği tanınmış bi üniversitedir.zaten öss kitapçığına yerleşmiş olması bunun bi göstergesidir.




Genel bilinmesi gerekenler bunlar diye düşünüyorum.Ben okulumdan memnunum.Şartları bana çok uygun olduğu için olabilir.Ama uzaktan eğitim denildiğinde insanların aklına hep kolay olduğu rahatlıkla geçilebildiği felan geliyor.Birincisi zaten bölümler kolay değil.İkincisi uzaktan eğitim olmasına karşın gerek ara sınav gerek final gerekse ödevler felan normal eğitim kadar zorlayıcı ve öğretici.AÖF'den ayıran yanları ise şöyle:ilk dönem ve ikinci dönem dersleri farklı oluyor,yani yılda 15-16 ders bitirmiş oluyorsunuz.her derse göre sayısı ve genelde kişiye göre değişen ödevler veriliyor.haftalık ders programına uyarak internet üzerinden karşıda dersin hocasının anlatımını dinliyorsunuz(sorularınızı da iletebiliyorsunuz).internet üzerinden %30 puanda gecerli olan ara sınavlara giriyorsunuz.finaller ise Türkiyede İstanbul ve Ankarada anlaşmalı üniversitelerde yapılıyor ve %70 oranında geçerli oluyor.Yani bir kere sınava gir geç başka sorumluluğun yok uygulaması değil burdaki..

Şunu söylemeliyim ki giderek artan ilgi ve öğrenci sayısının neden olduğunu düşünüyorum,sınav soruları daha da zorlaşıyor.Tabiri caizse dersi su gibi içmezsen geçemiyorsun.Ben bu yıl şartların öyle göstermesiyle bu tongaya düştüm ama önümüzdeki yıl böyle olmaması için sanırım derslerden başımı kaldırmamam gerekiyor..

AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM HAKKINDA bunları anlatmak isterim.İlgilenenlere yön göstereceğini umuyorum.Ama sorusu olan varsa onları da cevaplayabilirim..

UNUTMAYALIM..HER YAŞTA İLİM İLİMDİR..

22 Ağustos 2010 Pazar

YARİM İÇİN..

İnsanın eşi olmalı, bakarken yüreğinin kabardığı, gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı...aşık olduğu bir eşi olmalı!

Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp, şükürler etmeli Yaradana. Koklamalı saçlarını. Uyuyan eşine şefkatle bakıp, usulca dokunmalı yüzüne, varlığını hissedebilmek için.

Parmakları titremeli, incitirim korku...suyla. Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü...kramplar girmeli midesine, onsuzluk aklına geldikçe!

Rüzgar onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için. Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan.




Bir eşi olmalı insanın!!!

Sabah yolcularken işine, içi acımalı, daha yollarken özlemeye başlamalı. Seni şimdiden özledim!!!


Eve dönerken eşi. beklemek asırlar gibi uzun gelmeli. Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine.

Yüzüne baktığında, konuşmadan anlamalı derdini, tasasını, öfkesini, sevincini, coşkusunu...vs. Güven duymalı, herşeyiyle. Başını göğsüne koyup, huzurla uyuyabilmeli, tüm düşüncelerinden arınmış olarak. Babası, abisi, arkadaşı, dostu, sırdaşı, anası, çocuğu olmalı...Şımarabilmeli yanında. Kıskanılmalı zaman zaman da...

Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla. Gözleri yollarda kalmalı ve kapıyı çalmadan açmalı...aşkla karşılamalı, hasretle sarılmalı boynuna, özlemle koklayıp, öpmeli, yıllarca uzak kalmışcasına! Her günü bir başka güzel olmalı yaşamın, bir başka özel, bir başka soluklanmalı her anında. Verdiği hiç bir şeyin yeterli olmadığını düşünüp, kahrolmalı, daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli. Mutluluk saçmalı etrafına.

Bir eşi olmalı insanın!

Cennetten köşe almışcasına sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı...Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı, çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı!!!

17 Ağustos 2010 Salı

UZUNCA DÖNEMİN KISALTMASI

Uzun zaman oldu yazmayalı.Öyleki çok şey yaşadığımdan vakit bulamadığımdan felan değil bi çeşit ilgisizlik doldu bu sıra içime.Hoş günlerimde dolu dolu geçiyor anlatacak çok şey var durumunda da değilim.Zaten öyle takip eden okuyucularım da yok.Ama olsun ben yine de kendi yaşadıklarımı kendim için de olsa buraya not edeyim.Uzun zamandır ne yaşadım..Haziran ayında finallere girdim.Final sonuçları açıklandı ve berbattı.Bütünlemelere 3 hafta kalmıştı ve ben yaz sıcağında,Hakkari'den Ankara'ya gelmişken oturup harıl harıl ders çalıştım.Hem de tüm dönem boyunca çalıştığım ve anladığım dersleri tekrar çalıştım nasıl hangi konuya çalışacağımı bilmeden..Ve okulun derslerimizle çok da alakalı olmayan soruları sayesinde verdiğim tüm emekler boşa gitti.Büt sonuşları da berbat..Ve bunca can sıkıcı olaydan sonra tabi yazmak isteği kayboldu benden.Bu arada eski dönem arkadaşların kardeşim dolayısyla bana ulaşmaları ve ısrarları ve hatta merakları sayesinde bana face açtılar..

Genel olarak böyle..Tatile gitmiyorum gitmedim.Ankara'nın kavurucu sıcağında da hiçbir yere çıkılıp gezilmediği için hep evdeyim..Bir de kpss ye çalışma gibi bir durumunuz varsa...Ve ramazan..saatlerce aç susuz hiçbir şey yapılmıyor..Akşam üzeri sıcaklığın biraz yok olmasıyla hayat başlıyor..

Ve hayat arkadaşınız yanınızda değilse,onu aylardır görmüyor iseniz sıcak felan bahane..hiçbir şey yapasınız gelmiyor.Hep ona saklıyorsunuz,o gelsin şunu yapalım efenim şuraya gidelim falan filan..

Neyse ve evet diğer bi önemli olay ise benim lisede başlayıp hep olmak istediğim..EDEBİYAT ÖĞRETMENLİĞİ..Yıllarca çabalamıştım bu bölüm için ama kısmet olmamıştı.Başka bölümde okumamıştım hırsımdan.Şöyle ki Açıköğretim Fakültesinin geçen yıl açılan güzel bölümü bana bu imkanı sağladı..Geçen yıl kamu yönetimi 2.sınıfta olmama rağmen bu bölüme girebilem için gerek koşulun ilki kamuyu bırakmamdı.ardından gelen lys ye girmem..Geçen yıl yani ilk yılında puansız öğrenci alan aöf edebiyat bölümü bu yıl 250 puan ve 10.000 kontenjan sınırlaması koydu/muş son bir değişiklikle..Her zaman ramak kala edebiyatı kaçıran ben 300 puanla acaba diyordum kendi kendime..Yıllar geçti ama ben bu bölüme yerleştim.Evet olabilir aöf olabilir.Ama kim demiş açıktan da çok iyi öğretmenler çıkmayacak diye..İkinci üniversitenin de eklenmesiyle önümüzdeki yıl benim için hayli zor olacak gibi..Ama yıllardır aradığım fırsat kapıma kadar gelmişken geri tepmek de olmazki yafu..

Zaman böyle geçip gidiyor işte..Neler getiriyor neler götürüyor bizlerden..Ama nerde olursan ol ne olursan ol hayat hep devam ediyor..